Skip to main content
Via Tecta (Kutsal Yol)

‘Lentrohamsanin’, veya Nesnel Bilinç Olmaksızın Nesnel Mantık’

Sans Culottes dancing

around a Liberty Tree.

*

Çeviri: Nalan Özkan Lecerf

*

“Alfred Orage’ın Gurdjieff’in ‘Beelzebub’un Torununa Anlattığı Hikayeler’ (Beelzebub’s Tales to his Grandson) üzerine yorumları” kitabından alıntılar .

**

Lentrohamsanin‘in analizi iyi bir filozofun ancak saf bir rasyonalistinkiydi – Nesnel Bilinç Olmaksızın Nesnel Mantık. Bakış açısı, insanoğlunun hizmet için yaratıldığı, dolayısıyla bir köle olduğu yönündeydi. Mantıklı ve becerikli bir şekilde bu hizmeti reddetmeye ve böylece sınırsız özgürlüğe erişmeyi önerdi. Buna bilinçli görev ve gönüllü acı çekme gerektirmeden erişilmesinin mümkün olduğunu düşünüyordu. Bir anlamda Lentrohamsanin, tarafımızdan uygarlaşmanın başlangıcı olarak görülen ruhani atalarımızın, Yunanlılar ve Romalılar, öncüsüydü, onlardan önce her şey barbar ve vahşiydi. Ancak Gurdjieff, Babil medeniyetinin Yunanlılarınkinden çok üstün olduğunu söyler, ikinciler Ashiata Shiemash’tan değil Lentrohamsanin’den gelir – daha üstün duygusal bir arzuya sahip olmayan rasyonalistten.

Her birimizde Lentrohamsanin, Ashiata Shiemash’un çalışmasını mahvetmeye çalışır – bilinçsiz bir güç bilinçli güce karşı çalışır.

Bu meşgul olduğumuz Görevde, kendilerinde bilginin anlayışı geride bıraktığı bazı insanlar takip eden acıya katlanamayabilirler – suçluluk hissi, pişmanlık, kendini suçlama, kendilerine yönelik hiçbir yapamayacaklarına dair umutsuzluk hissi. Bu ruhun karanlık gecesidir. Bazıları daldan dala konabilir, daha kolay bir yolu arayarak, örneğin felsefi bir okulun yolu veya Batı Ruhu’na uymayan Doğu kültü veya Lentrohamsaninler olup en iyi bencil dürtülerle görevin karşıtı haline gelebilirler. Bu Görev güçlü şekilde olumludur, Gurdjieff’in dediği gibi: ‘Güçlü bir olumlu, güçlü bir olumsuzu kışkırtır’.

Lentrohamsanin, Nesnel Mantığın yanı sıra Nesnel Bilinci elde etmek için gerekli olan acıya katlanmaya karşı gelen içimizdeki isteksizliğinin kişiselleştirilmesidir.

Tanrı’nın bir planı var. Bu plana insanlar dahil edilmiş ve bu planın bir parçası olarak seçilmiş olan kişilere O’nun için çalışmanın yanı sıra kendi üzerlerinde çalışmaya olanak sağlanmaktadır. Çok üstün ve yüce bir plandır ve acının derecesi plana verilen önemin derecesine eştir. Seçilmiş olanlar kimdir? Bilinçli görevin ve gönüllü acının bedelini ödemeye hazır olan herkes; John Calvin’in Dünya’nın yaratıldığından beri önceden belirlenmiş seçilmişleri değildir.
Lentrohamsanin bu sıradan, iyi niyetli, Nesnel Mantığı elde etmeyen insanların üzerinde çalışmayı seçti – acıları ile orantılı olan Nesnel Mantığı elde edemeyeceklerini düşünmeye başlayan, tatminsiz olan kimselerle. Yüce hedefin yerine hayattaki en üstün amacının mutluluğa erişmenin olduğunu öğretti ve bu sürekli ve bitmez tükenmez bir çabanın gösterilmesinin zorunlu olmadığı bir mutluluktu. Bazı ruh hallerinde kendimizi buna katılmaya hazır bulabiliriz. Lentrohamsanin insandaki özellikleri kullanıyor gözüküyor – bir şeyi bedava elde etme arzusu, özgürlük fikri, veya gelecekte mutluluğa erişme özgürlüğü. O bir canavar veya bilinçli bir hain değildi; sadece en iyisini o bildiğini zannediyordu; üstün duygusal unsuru göz ardı etti. İnsan, üstün duygu halinde kötülük yapamaz; Nesnel Bilinç uyanıktır; öz-hatırlama halindedir, öz-toparlama. Nesnel mantığımızda Buddha, İsa ve Ashiata Shiemash’ı yenmek üzere yeterince kusur vardır. Lentrohamsanin’in zayıf noktası, ‘neden’i anlama dürtüsüne sahip olmaması, ancak ‘nasıl’ın bilgisi ile tatmin olmasıydı.

Gurdjieff der ki ‘neden, bilinmeyen, ancak aynı zamanda var olan içindir.’

Bahsettiğim gibi, bizim için mevcut olan iki akımdan – Ashiata Shiemash ve Lentrohamsanin – sonuncusunu miras edindik, Yunanlı ve Romalı. Yine de Yunanistan’da kendi kültürlerini geliştiren gerçek ezoterik gruplar vardı. Sokrates bunlardan bir tanesinin üyesiydi. Aristophanes zamanın bir tür Lentrohamsanin’iydi – Sokrates’i hiçbir zaman anlamadı.

Ashiata Shiemash’in takipçileri, öğretileri Lentrohamsanin’in mantıklı felsefesi tarafından bastırılınca, küçük gruplara çekildi. Bu küçük gruplar içimizde mevcuttur.

Hayatın tüm popüler açıklamaları şimdi kişisel olana dayanır, nesnel olanlar egoizm tarafından yutuldu. Hiçbir felsefeyi kişisel çıkarının bakış açısı dışında ifade edemeyiz. Nietzsche dedi ki: ’Artık bir filozof için ‘bu doğru mu?’ yerine ‘filozofun çıkarı neydi?’ diye soruyorum’’. Üstün duygu olmaksızın tüm felsefeler kişisel refaha odaklanıldığı bir zihin meselesine dönüşür – öznel olarak çarptırılmış ve bencilliğe odaklı olan dejenere mantığımız gibi.
Üstün duygusal anlayış olmaksızın, sıradan insan Evren’in henüz oluverdiği, dolayısıyla gezegenimizdeki hayatın, buna insan da dahil, sömürülmesi için var olduğu; veya Tanrı’nın dünyayı yaratırken yararlı bir amaç gütmediği ve bizim için de bir amaç belirlemediği; veya sadece bizim için yarattığı ve insanları sevdiği, istediği tek şey onların mutlu olması olduğu – onlar iyi ve mutlu olmadığında, onun istediğini yapmadıklarında kızacağı ve onları cezalandıracağı fikrine sahiptir.
Bu bizim daha çok çocuksu tutumlarımızdan biridir, ana amacımızın mutluluk olduğu ve mutluluğa giden yolun başkalarını mutlu etmekten geçtiği düşüncesi. Bu Schopenhauer’in görüşüdür. Başka bir varyasyonda önemli olan sadece bireysel mutluluktur – Nietzsche’nin düştüğü öznel hata – insanlığın birkaç süpermen yetiştirmek üzere var olduğu. Başka bir varyasyon ise patolojik Komünist-Sosyalist’e aittir: benim ve etrafımdakilerin mutluluğu neye yarar, gelecekte başkaları için ‘ilerleme’ ve mutluluk var olduğu sürece? Ve çağdaş bilim adamı için – gelecekteki nesillerin yararı için gittikçe daha çok icat eden. Yarının hastalığı.

Nesnel Mantık, hiçbir öznel bencil duygu veya kişisel acı tarafından elde edilmez: Nesnel Bilinç de gereklidir. Gurdjieff’in kozmolojisi sıradan insan için saçma gelebilir, ancak genel öznel bakış açımızda ima edilen çocukça konseptlere kıyasla yiğit ve entellektüeldir.

Ashiata Shiemash der ki: ‘Bir Yöntem var, sayesinde neyin olduğuna dair şimdi bir anlayışa erişebiliriz.’

Lentrohamsanin der ki: ’Var olana, onu anlamadan, uyum sağlayabileceğimiz bir araç var.’

Yunanlılar insan mantığın, Romalılar ise asıl bilincin yozlaşmasından sorumludur.

***

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

ReCAPTCHA doğrulama süresi sona erdi. Lütfen sayfayı yeniden yükleyin.

TÜM HAKLAR SAKLIDIR VIA HYGEIA 2022