Bibliyoterapi
Marsilio Ficino – Işığın Neşe ve Kahkahası Üzerine
‘Sieg’, artwork by Joseph Anton Schneiderfranken, a.k.a. Bo Yin Ra
*
Çeviri ve notlar: Emir A. İnanç
İlahi vasıflar felaha erdiğinde gözleriymiş gibi mazharı olan semavi vücutları güldü, parıldadı ve sevinçten esriyip harekete geçti
Sema üstündeki varlıkların camdan geçer gibi semavi varlıkların içinden geçerek bize doğru yayılmasına vesile olan semavi ışınlar sayesinde ışık her varlığa kemalini, manasını, emniyetini, lütfunu ve neşesini bahşeder. Her varlığın suretinin kemali, yaşamının bereketi, duyularının hassasiyeti, şuurunun pürüzsüz katiyeti, lütfunun bolluğu ve neşesinin zenginliği semanın üzerindeki ruhlarda bulunan vasıflardır. Tüm bu vasıfların temsili semanın ışıyan görkemi ya da ruhani vasıfların parlaklığına nazarla bir gölgedir. Zira semanın vücudu ruhun parıltısını dünyanın semavi ışığı aktarabildiğinden daha az aktarabilir. Ruhlardan uzak olan dünyanın karanlığında ve ataletinde hezeyan ve can çekişmenin çığlıkları duyulduğu gibi ruhların hayranlık uyandıran neşesi, ışıyan güzelliği ve hareketindeki kahkaha ve sevinç bedeni gibi olan semada; hatta Orpheus’un güneşe ‘göz’ ismini vermesini takiben, gözü gibi olan semada duyulur. Semanın devridaiminin tabiatından kaynaklanması ve devrinin sürdüğü uzamdan dışarı çıkmaması sebebiyle bazı kuvvetlerin tesiri altında veya bir eksiklik yüzünden hareket ettiğini düşünmemeliyiz. Öyleyse sema kendisinden hiçbir şey eksilmeyen ve bir çeşit neşenin esrimesiyle harekete geçen ve hiç durup dinlenmeyen mutlak cevherdir. Pisagorculara göre gök küreler yıldızlar korosunu neşeli ilahi vasıfların sesine göre yönetir ve böylece yıldızlar korosu çok çeşitli ve nizami hareketleriyle temaşasına doyulmayan bir ahenk ortaya koyar. Yıldızların ışınlarla zuhur eden gülüşünün önünde semanın altındaki ve dünyanın üstündeki her şey tebessüm eder. Karanlığın arkasındaysa, üzüntünün önünde olduğu gibi, her şey ıstırap içindedir; zira, biz gülenlerle beraber neşelenmeye, ağlayanlarla üzülmeye alışmışız.
*
İlahi vasıfların neşesinden feyz olan semanın kahkahası, yani ışık, her şeyin içini ısıtır ve her şeyi cezbeder
O ışık ilahi vasıfların neşesinden feyz olan kahkahadır. Her an ruhla neşelenen ve simaları gülüşleriyle açılmış insanlar niyetleriyle içten parıldadıkları gibi ruhun sayesinde simalarıyla ve özellikle özünde semavi olan gözleriyle de parıldar. Parıldadıkça gözlerinin her biri sema gibi devreder. Buna karşılık ağladıklarında bir gölge iner ve her şey donup atalete gömülür. Yıldızlardan ilahi melekelerin* gözleri gibi kıkırdayarak gelen ışınlar neşe ve keremle meydana getirecekleri varlıkların tohumları haline girer ve bir devekuşunun yumurtasına bakarken yaptığı gibi tohumlara hayat vermek için onları kuluçkaya alır**. Bu ışınların tabiatından kaynaklanan ısısı her şeye nüfuz eden bir şendir*** ve tüm yaşam bu şenden doğar, büyür ve gelişir. İşte bu sebeple tüm canlılar haz arzular ve onlara yaşam veren ışık olduğu için sadece dünyevi değil semavi haz da aruzlar. Canlıların tabiatıyla bilinen zanaatı ve her varlığın haz içinde yaratılıp tamamlandığını gördükçe ilahi kuvvelerin iyiliksever bir eğilimle kâinatı harekete geçirip meydana getirdiğini kim inkâr edebilir?
Notlar:
* Okurken melek kavramıyla karıştırılabilir diye özellikle bu kelimeyi seçtim. Zira bu bağlamda meleke ve melek kavramlarını beraber düşünmek anlamlı. Meleke: İnsanda idrak, hafıza, hayal etme, muhakeme kabiliyeti gibi doğuştan var olan güçlerden her biri (Kubbealtı Lügatı).
** Işınlar hem tohum hem de tohuma hayat verendir. Bu derin bir meseledir, üstüne tefekkür edilmesini öneririm.
***Rahman Suresi 29. Ayet’te der ki: O her an bir iştedir (hüve fi şe’nin). Şe’n ve şen ayrı kelimelerdir ancak bu bağlamda ikisini beraber düşünmek beklenmedik bir şekilde anlamlı oluyor. Ş’en: iş, fiil ve Şen: yaşamaktan aldığı zevkin canlılığı görülen, hayat dolu, neşeli (Kubbealtı Lügatı). Yaratma faaliyeti ve bu faaliyetin semavi neşesi böylece ortaya çıkıveriyor. Enerji kelimesinin etimolojisi de bu sava karşı durmuyor: energos, en (içinde) + ergon (faal olma, iş vs), iş içinde olmak demektir.
***
Bir yanıt yazın