Eskiler Musaları* çağırırdı. Biz kendimizi çağırıyoruz. Musalar görünür müydü bilmem – elbet bu çağırılana ve çağrıya bağlı- Ama biliyorum ki biz görünmeyiz. Nasıl da defalarca eğildim Kendim zannettiğim kuyunun içine ve haykırdım, yankısını duymaya, ve hiçti duyduğum, görülenden ziyade- Dalgaların karanlık şafağıdır parlaklığı suyun yüzünün Dipte işe yaramazlığı derinliğin… Yankımaz bana… tek, belli belirsiz bir yansıma, sırf benden başkasının olamayacağından benim olması lazım gelen. Neredeyse görünmezdir bu şey, Benim onu aydın görüyor olmam dışında, Dipte, derinde, Sessizlikte ve sahte ışığında derinliğin… Ne Musa ama!
*Musalar: Yunanca Mουσαι – Mousai, Latince Musa kelimelerinin karşılığı, müzler ya da ilham perileri anlamına gelmektedir.
Bir yanıt yazın