Skip to main content
Bibliyoterapi

Fernando Pessoa – ‘İnisiyasyon Hakkında’ Küçük Bir Derleme

The Eleusinian trio: Persephone, Triptolemus and Demeter

on a marble bas-relief from Eleusis, 440–430 BC.

National Archaeological Museum of Athens.

*

Çeviri: Nalan Özkan Lecerf

*

Kabalalar çoktur ve ‘İbranice alfabeyi’ bilmeden Allah – eğer ki bu ifadenin herhangi bir anlamı varsa – ile birleşmenin mümkün olmadığına inanmayı zararlı buluyorum.

Yolun, konağın ve mağaranın yanılgısı arasında bir ayırım yapmalısın. Yolun kendisini hedef ile karıştırmak, yolun yanılgısıdır. Yolun yarısını, yolun tümü gibi algılamak, konağın yanılgısıdır. Kalenin bodrumunda olanı, kalenin kendisi (kalenin salonu) olarak algılamak, mağaranın yanılgısıdır.

Bu yanılgılar tüm yollar için geçerlidir. Gnostik yol, mistik veya büyülü olsun, bir diğerine göre daha özgür değildir.

Sofuluk olmadan yaşayabilirim, ancak Gerçeklik olmadan asla. Beş saat boyunca hareketsiz oturmadığın veya herhangi bir burun deliğiyla kendi isteğin doğrultusunda doğal bir şekilde nefes alıp vermediğin sürece Allah’ın tezahür etmeyeceğine inanmayı red ediyorum.

Ancak, hangi yol seçilirse seçilsin, kişi hazırlık evrelerini bitirmeden acemilik dönemlerine girmemelidir. Mistisizm sezgi ile zihinden üstün olmaya çalışır, büyü güç ile; gnosis (ruhani bilgi) ise zihinden daha yüksek bir zihin ile üstün olmayı niyet eder. Ancak birşeyi doğru düzgün aşmak için, kişi söz konusu olan hususu ayrıntılı bir şekilde ele almalıdır. Gnostik yolun bir avantajı, kişinin aşağıdaki zihni incelemeden daha yüksek bir zihne geçmeye kalkışmamasıdır. Her iki durumda da onları sadece nicelik bakımından var olan bir fark birbirinden ayırır. Mistik veya büyülü yollarda ise duygu ve zihin, irade ve zihin arasında nicelikten ziyade daha çok nitelik bakımından bir fark vardır.

*

Üç çeşit inisiyasyon vardır, sembolik veya harici, zihinsel (dıştaki dahili) ve hayati (dahili). İradeyi güçlendiren ve sonuç olarak büyüye yönlendiren sembolik inisiyasyonlarda aday, kavrama dönemlerinden değil, sezgisel dönemlerden geçer; sürekli yüzeyde bulunur, olayların görüntülerine odaklanır, bir hatta tüm düzenlerin en yüksek derecesine ulaşmayı başarsa bile, söz konusu derece dahili inisiyasyonların ‘eşit-olmalıdır’ derecesi ile her zaman (ve genelde) eşdeğer değildir. Zihni güçlendiren ve bir kazanç olarak mistizisme ulaşan zihinsel inisiyasyonlarda aday kavrama dönemlerinden geçer, ancak hayatın dönemlerinden geçmez; birçok şey bilebilir, ancak bilgi seviyesine eşit olacak kadar bildiklerini yaşamak durumunda kalmaz. Duyguyu güçlendiren ve meyvesi Simya olan hayati inisiyasyonlarda aday hissettiğini ve bildiğini yaşar.

*

Gerçekte inisiyasyonun anlamı, içinde yaşadığımız görünür dünyanın bir sembol ve gölge, duyularımızla algıladığımız bu hayatın ölüm ve uyku, hatta gördüğümüz herşeyin adeta bir yanılsama olduğudur. İnisiyasyon bu yanılsamayı kısmen, azar azar yok eder. Çoğu insan onu anlamaya henüz hazır olmadığından, kendi yolunu bir sır gibi saklar. Çünkü aleni ortada olan bir bilgi yanlış anlaşılmalara, yıkıma ve karmaşıklığa yol açabilir. Bilgi değil hayat üzerine kurulu olduğu için semboliktir. İnsanoğlu, onların hayatını yaşayarak sembollerin neyi temsil ettiğini kendi başına deşifre etmeli, onları tezahür eden kelimeleri öğrenmeyle yetinmemelidir.

*

Vase at the Agora, Athens, October 2011.

*

Mistisizmin ve büyünün yolları, hilelerin ve yanılgıların bol karşılaşıldığı yollardır. Mistisizm, başlıca sezgiye güvenmeyi ima eder; büyü ise aslında güce. Sezgi, zihnin bir çalışmasıdır ve bize – onu kullanmaksızın – işleyen zihnin sonuçlarına ulaşmamıza izin verir. Büyülü güç anlamındaki güç, zihnin bir çalışmasıdır ve – onu şımartmaksızın – sürekli bir çabanın sonuçlarından faydalanmamıza izin verir. Zamana ihtiyaç duysalar bile mistisizm ve büyü, bilgiye giden kısa yollardır.

Bir şekilde her ikisi de, mistisizm ve büyü, bir itiraf, zayıflığı kabul etme eylemidir. Mistik kimse gerçeğe ulaşabilmesi için gerekli olan zihnin gücüne sahip olmadığını bilir. Büyücü, gerçeğe ve güce ulaşabilmesi için gerekli olan irade gücüne sahip olmadığını hisseder. Olgular hakkında tahmin yürüten aylak genç kız, kendi dar alanında bulunan ve tahmin etmekten ziyade bilmeyi denemek için fazlaca tembel bir mistiktir. Kocasının sevgisini aşk büyüleri ve iksirleri ile elde tutmaya çalışan köylü kadın, kendi sınırları içerisinde olan bir sihirbazdır. Arzusuna ulaşmak üzere kendi doğal cazibesine ve süreklilik arz eden çekiciliğine başvurmak için fazlaca cahil ve zayıftır. Her iki durumda da gerçekten bir kaçış vardır.

Bu, mistisizmin ve büyünün sonuçlarının her zaman kötü olacağı anlamına gelmez. Ama bu her iki yolda da iyi sonucu kötüden ayırabilmemiz için bir kriterin var olduğu belirtisi olmadığı anlamına gelir. Zihnimizi hareketlendiren gnosiste, muhakeme en azından bir balast olarak hizmet eder; bu şekilde bir sonucu bir diğeriyle karşılaştırabilir ve kendi içlerinde veya aralarında çelişkiler varsa doğrulanabilir. Muhakememiz yetersiz olabilir, ancak sonunda muhakeme ediyoruz. Bir hata yapıyorsak, o ‘hata yapmaktan’ ötürüdür, diğer iki yolda olduğu gibi hatalı olduğumuzdan dolayı değil. Bunu hesaplama hataları ile karşılaştırabiliriz, hata hesaplamada değil hesaplamanın yetersiz olmasından dolayı meydana gelir. Bir sonuca varmak için hesaplama hala başvuracağımız yöntemdir.

Yolda karşımıza çıkan yanılgılardan sakınmak için üstesinden gelmemiz gereken ilk baştan çıkarma Dünya’dır. Konakta karşımıza çıkan yanılgılardan sakınmak için üstesinden gelmemiz gereken ikinci baştan çıkarma Bedensel İsteklerdir. Kilisenin bodrumunda karşımıza çıkan yanılgılardan sakınmak için üstesinden gelmemiz gereken üçüncü baştan çıkarma Şeytan’dır.

Tüm yollarda baştan çıkarmalarla karşılaşırız, ancak mistikler daha çok Dünya’nın baştan çıkarmasına maruz kalır, sihirbazlar Bedensel İstekler ve gnostikler Şeytan’ınkine.

*

Vase at the Agora, Athens, October 2011.

*

İnisiyasyonu arayan birisi nasıl hazırlanmalı? Bilimsel buluşların son zamanlarda, meşru bir şekilde olsun veya olmasın, teşvik ettiği felsefi sistemler ve felsefelerle haşır neşir olmaya başlamalıdır. Temel bilgilerine kök saldığında onlar hakkında kafa yormalı, sistemleri sistemlerle, teorileri teorilerle ve sistemdeki parçaları diğer parçalarla karşılaştırmalı, onları yüzleştirmelidir. Bu şekilde soyut zekasını geliştirecektir – bu olmaksızın, geliştirmek istediği sezgi sadece hafif bir duygu olacaktır.

Aynı zamanda kendini özellikle dogmatik önyargılardan, gelenek ve eğitim aracılığıyla ona aşılanmış herşeyden uzaklaştırmalıdır. Kimse inisiyasyon yoluna sadece bir kilisenin kapısından geçerek varamaz; ya hiçbirinden geçmemeli ya da tüm kiliselerin tüm kapılarından aynı anda geçmelidir. O zaman her tür dini sistemi, her tür felsefi sistemi tanıyacaktır, vb …

Sonra ayrıntıya inecek, öğrendiği herşeyden destek alarak yavaşça kendi sistemini inşaa edecektir. Evreni tutarlı bir şekilde, gerçek, güzellik ve ahlaktan oluşan üç düzlemde yorumlayan bir sistem. Bunu, illaki yazılı olmadan da, yapabileceği en iyi şekilde gerçekleştirecektir.

Sonra inşaa ettiği sistemi terk etmek zorunda olacaktır. Ona bağlanacaktır, ama zamanı geldiğinde kendi felsefi sisteminin bile daha önce karşılaştırdığı ve kendikini oluşturarak red ettiği diğer sistemlerden daha iyi olmadığını fark edecektir.

Bu şekilde Dünya’nın baştan çıkarması olan 4 evreden geçmiş olacak: Dogma, Somut Zeka veya Bilim, Soyut Zeka veya Felsefe ve Eleştirel Düşünme. Onu başkalarına bağlayan dogma. Onu Doğa’ya bağlayan bilim. Onu başkalarının düşüncesine bağlayan felsefe. Onu kendine bağlayan bireysel (kendi) felsefesi.

Dünya, bunlardan ibarettir. Bu acemiliğin ilk seviyesi olan dört aşamayı geçtiği vakit, o inisiyasyon için hazır olacaktır. Devamında ona erişmek için kullanacağı yolu seçecektir – mistik, büyülü, gnostik. Daha doğrusu hangi yolla başlarsa başlasın, Üstad olan ikinci seviyenin inisiyasyonunun tamamı üçünü de kapsayacaktır: Üstad seviyesinin ilk evresinde seçtiği yolda, onun sonuna gelene dek, yürüyecektir. İkinci evrede kalan diğer yoldan bir tanesini seçecektir. Üçüncü evrede kalan son yola ayak basacaktır. Bedenin İstekleri’ni yöneten üç baştan çıkarmanın üstesinden gelmek durumundadır – mistisizm tarafından söndürülen arzular, büyü tarafından yenilen ertelemeler ve gnosis tarafından mağlubiyete uğrayan cazibeler. Yenmeli.

*

İnisiyasyonu çok zor birşey haline getirdiğimi söylerek birileri karşı çıkabilir.

Öyle yapıyorum, çünkü böyledir.

Neden kolay olsun ki?

***

Kaynak: ‘The enchanted Violin’, Fernando Pessoa, Christian Bourgois, 1992.🌿 https://tr.wikipedia.org/wiki/Fernando_Pessoa
Fernando Pessoa – ‘İnisiyasyon Hakkında’ Küçük Bir Derleme

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.

TÜM HAKLAR SAKLIDIR VIA HYGEIA 2022