Bibliyoterapi
Pisagorcu Geleneği’nden
Frontispiece from volume 6 (of 6) of Sylvain Marechal’s ‘ Voyages de Pythagore’
Paris, 1798, Engraving by Dambrun, from our Via-HYGEIA library.
*
Çeviri: Nalan Özkan Lecerf
Pisagor’un kurduğu tarikatının müridi bilir, yeryüzünün onun gerçek vatanı olmadığını. Bu ıstırap ve göz yaşı ile dolu olan yerde o sadece bir misafirdir, acı dolu bu mekana geçici olarak zincirlenmiştir. Ruhuna söz verilen mübarek sonsuzluğun yanında bu birkaç yıl nedir ki?
Kimse dünyevi zevklere gereğinden fazla önem vermemeli. ‘Burada herşey çok kolay elde edilir ve bir o kadar da kolay kaybedilir’ der Altın Ayetler’den bir tanesi.
Bugüne kadar kimse son yolculuğuna çıktığında ne para, ne mal mülk, ne de imrendiği ve kafirin gözünü kör ettiği herhangi birşeyi yanında götürebildi.
Geçici herşeyden uzak duralım ve onları elde etmek için çabalayan kimselere imrenmeyelim, çünkü gün gelecek ki, elleri bomboş olacak, bu onlara çok pahalıya mal olacaktır.
Kutsal ölçekte sadece iyi ve saf girişimler, lekeli çıkarlardan ve bencillikten uzak olanlar zaferimizin silahları olacaktır.
Usta (Pisagor) birçok kez müridlerine bu kelimeleri zikretmiştir. Bir gün şu karşılaştırmayı dile getirmiştir:
‘İnsan hayatı olimpiyatlara benzer. Bazıları oraya yarışmak için gider, bazıları ise iş yapmaya. Ancak Bilge olan sadece olanları izlemek için orada bulunur. İnsan hayatında da bu böyledir, bazıları şan şöhretin, bazıları ise paranın kölesidir. Ancak burada Bilge olan Gerçeğin peşindedir.’
İnsanlığın sefaletinin gün begün su yüzüne çıkması en iyi öğretmendir. Onların arasına karışmadan yığının binlerce gırdabına, sebatsız çıkar çatışmalarına, hırslarına ve gösterişlerine, köpükten tutkularını seydredin.
Güçlü inişlerini ve çıkışlarını, yıldızların parlamasını ve sönmesini göreceğiz, solan bir çiçeğin ihtişamlı ölümü gibi.
Başka yerde Usta benzer bir öğüt verir:
‘Hayat bir oyun gibidir; çoğunlukla en kötüleri en iyilerini canlandırır’, der bir Spartalı savaşçı.
‘Hayatın dramasında, gençlik ilk perdedir: bu yüzden ona bu kadar dikkatli bakarız’, der bir başkası.
‘Burada yer yüzünde sadece arkadaşlık teselli edebilir, canlandırabilir, yüceltebilir: Liman geminin barınağıdır, hayatın limanı arkadaşlıktır’.
‘ Toprak meyvelerini yılda sadece bir kez verir; arkadaşlık ise hayatın her anında.’
Ve bazı Pisagorcu sözlü kurallar bu felsefeyi muhteşem bir şekilde tamamlar:
‘İnsanoğlu’na yüklemede yardım et, boşaltmada değil.’ Bazıları imha eden, zarar veren, çözücü ve kuşkucudur; böyle bir tutum kabul edilir gibi değil. Bizler yapıcı, kurucu olmalıyız imkanlar el verdiğince ve bizler şehrin (toplumun) üzerine kurulu olduğu dostluk bağını zayıflatmamalıyız.
‘Göçmen kırlangıçlara ev sahipliği yapmayın’. Çevremizden merhametsizce men edelim haset duyanı, kıskanç olanı, aralıksız olarak eleştireni, olumsuz düşüneni ve soylulara ve spiritualizme küfür edeni. Zarar verici, olumsuz enerjileri, coşkumuzu dindirecek ve sevinçli haykırışımızı söndürecek.
‘Küllerden kavanozun izini sil’. Geçmişte saplanıp kalma, sadece şu an’a bak ve geleceğe nasıl hazırlanacağını bil.
‘Koynunda yılan besleme’. Mahrem bölgene acımasız ve agresif varlıkların girmesine izin verme; nefretin doğmasına izin veren işlerde destek olma; düşmanlarına silah verme.
‘Kayıp saçını ve kesilen tırnaklarını küçümse.’ Kederlerinden, kayıplarından, fedakarlıklarından pişmanlık duyma; dünya için kendinden yarısını vermelisin, ona terini ve çabalarını ada; kaybedeceğini herkese inleyerek duyurma, bunun yerine spiritüel anlamda kazanabileceklerini, zihninde yer edecek olan sevinçleri düşün.
‘İmparatorun emrini almadan pozisyonunu terk etme’. Hayat, savaşmak üzere yerleştirildiğin bir yerdir; General, ki bu Tanrı’dır, zamanın geldiğini bildirmeden senin için öngörülen yeri terk edemezsin, diye dile getirmiş Usta ve Philolaos bunu tekrar etmiştir. Cesur ol ve sağlam dur, en zalim imtihanlarda, gözden düştüğün durumlarda ve en hak etmediğin acılarda.
‘Kaynatılmış olanı tekrar kavurma’. Payına düşenle mutlu ol ve dünyada sana verilenden daha fazlasını isteme.
Bilge’nin hayattaki rolü şu şekildedir: Onu sükunet ile selamlar; yolculuğunu cesaret, niyet, erdem ve tevazu ile yapar; her durumda yüzünü korur, çünkü bilir ki dünyada herşey bir gün tarifsiz gerçekliğin karşısında yok olacak olan gölgelerden ve pas geçen illüzyonlardan oluşur.
*
Orijinal Fransız
Bir yanıt yazın