Skip to main content
Bibliyoterapi

Pisagor İlkelerinin Açıklaması

A detail from the frontispiece from volume 3 (of 6)

of Sylvain Marechal’s ‘ Voyages de Pythagore’

Paris, 1798, Engraving by Dambrun,

from our Via-HYGEIA library.

*

Çeviri: Nalan Özkan Lecerf

Tanrı, düşünen insanoğlunun vardığından bu yana tüm ulusların dilinde en dolu olan kelimedir. Çünkü Tanrı her şeydir; Tanrı her şeyi bilir; bu yüzden bütünü (her şeyi) ifade eden sadece biri olabilir.

Tanrı bilinemeyen ve kelimelerle anlatılamayandır. Onun hakkında kelimelerle konuşmamalıyız. Bilge insanlar Tanrı hakkında suskun olup, birliğin sembolünü kuma çizmekle yetinir. Bu onun Tanrısı’dır. Kendisiyle çarpılan birlik, sayıların toplamını oluşturur. Tanrı da, kendini kendisiyle çarparak bütün (her şey) olur. Bütün yine Tanrı’dır.

Sayılar için birlik (monad) neyse, Evren için Tanrı odur. Birlik tüm numaralardadır; numaraların hepsi birlikten doğar.

Tanrı Evrenseldir. Adod (BİR demektir – Macrob, 1-18) ona uyan tek isim olup, onu tanımlayabilen tek kelimedir.

Birlik, bütünü içeren tamamlanmış, mükemmel ve bölünemeyen tek sayıdır.

Tanrı bütün ve mükemmel olan tek varlıktır. Tanrı’yı tanımlamak için bilge insan bir nokta koyar. Tanrı dünyayı var eder, aynen nokta kübü var ettiği gibi. Küp sadece tekrarlayan noktadır.

Tanrı, Birlik ve nokta sadece tek olan üç şeydir.

Var olan her şey numara, ağırlık ve ölçü veya uyumla yaşar.

Bu yüzden düzen ve tanrı kelimeleri iki mükemmel eşanlamlı sözcüktür.

‘Sağlık nedir?’ diye sorulduğunda ‘Uyum’ diye cevap ver. ‘Erdem nedir?’, ‘Uyum’. ‘İyi nedir?’, ‘Uyum’. ‘Güzellik nedir?’, ‘Uyum’. ‘Tanrı nedir?’, yine ‘Uyum’.

Uyum, dünyanın ruhudur. Tanrı birdir; o, bazıların düşündüğü gibi bu dünyanın dışında değil, bizzat, dolu dolu içindedir. Tüm varlıklar kendisi gibi ölümsüz bir şekilde onun içinde şekillenir, eylemleri onundur. Tanrı her şeyin ruhudur.

Tanrı evrendedir ve evren Tanrı’da. Dünya ve Tanrı birdir.

Sıradan insan, Jüpiter ve onun görkemli ruh geçişmesine taparak Bilge adamla el sıkışmaya inanmaz.

Tanrı, ruhlarımızın toplamıdır.
‘Biri her şeyi yaptı’ değil, onun yerine ‘Her şey birdir’ demeliyiz.
Bunu da ifade edelim: Yüce birliğin bir parçası olan insanoğlu kırılgandır ve doğada değişir. Ancak yüce birlik değişmez.

Eğer sorarlarsa ‘İnsanoğlunun hangi bilgisi en güzel olandır?’ diye, cevabı ‘sayıların bilimi’ olmalıdır; çünkü en kesin bilimdir, hatta bedenlerin biliminden bile kesindir. Bedenler bozulur; hatta nesnesi olduğu konuşmanın sonunda bile, konuşmanın başında oldukları gibi değildirler. Tersine sayılar ebediyen değişmez. Şimdi ticari ve kaba aritmetiği ardımıza bırakıp, kendimizi numaraların ilahi biliminin yüce sonuçlarına yükseltelim.

Dörtlüye ve ondan gelen yüce birliğe bir nevi inanç geliştirelim. Böylece günün birinde insanların temel özelliklerin sadece doğadan aktığını ve onları kavramaya çalışırken iyi hissetmelerini sağlayan zihnin kabaca dörde ayrıldığını kabul etmelerini sağlayabiliriz.

Öğrencilerim, size sorduklarında ‘Arap, Asur, Keldani, Mısır, Yunan, İran, Lidya halkı ve onların Etrüsk kolonileri için Tanrı’nın adı neden dört harften oluşur?’, cevabın bu yönde olsun ‘Çünkü bu dünya doğanın dört ana niteliğini ifade eder’. Ancak turba (ç.n. Pisagorlulara göre ‘sıradan insan’) inisiye edilmediği için, evrensel ruh veya Tanrı kelimelerini kullandığımızda, yazımıza farklı bir karakteristik yapı yansıtmaya karar verelim. İlk ifade diğerinin pahasına da olsa tercih edilmelidir.

Size sorulsa ‘Doğa nedir?’, şöyle cevap ver ‘Kesintisiz akan bir kaynak’. ‘Tanrı nedir?’, de ki ‘Doğadır’. ‘Doğa nedir?’, ‘Tanrı’dır’.

Doğa ve Tanrı aynı şeydir ve sadece bir bütün oluşturur. Tanrı aynı zamanda bir bütün olarak düşünülen doğadır.

Doğa, Tanrı’dan görebildiğimizdir. Tanrı, doğada göremediğimizdir.

Tanrı hayat, doğanın ruhudur; doğa, Tanrı’nın bedenidir. Tanrı’yı iyi tanımak için, doğayı iyi tanımalıyız.

Sana sorulursa ‘Evren nedir?’ diye, ‘Tanrı’ de. Ve sorular devam ettiğinde ‘Ve Tanrı?’, yine ‘Evren’ de ve ekle ‘Evren ve Tanrı bir bütün olup, her şeyi yapandır’. Doğa ve Tanrı’nın düğününden daha mükemmeli yoktur; onlar bir saniye bile olsa ayrılamaz, sonsuz var olmayı durduramaz.

Beden ve ruh, biri olmadan diğeri olamaz, doğa ve Tanrı’nın saf suretini sunamaz, çünkü onlar onların tecellileridir.

‘Tanrı kimdir?’ diye sorulduğunda, de ki ‘Çözülen kaostur’.

‘Tanrı nedir?’ diye sorduklarında, de ki ‘Güzel ve mükemmel olan her şey’. Eğer bu kişi sana ‘Tanrı var mı?’ sorusunu sesli bir şekilde sorarsa, sessizlik işaretiyle cevap ver. Kayıtsız olan kişi bu soruyu sormaya üçüncü kez ısrar ederse, onu terk et.

Eğer tanrılar gibi olmak istiyorsan, onlar gibi sessiz olmayı bil!

‘Bilgelerin Tanrı’sı var mı?’ diye sorulduğunda
De ki ‘Bilgenin Tanrı’sı onun dehasındadır’.

‘Tanrılar nedir?’ diye sorulduğunda, de ki ‘Yukarımızda olan tüm varlıklar. Güneş ve yıldızlar, bilge ve yararlı insanlar tanrılardır’.

‘Tanrı nerededir?’ sorusuna şöyle cevap ver ‘Her yerde ve hiçbir yerde’.

Ve yine ‘O nedir?’ sorusu sorulduğunda, cevabın ‘Tanrı, tüm bedenlerin ruhu ve evrenin tinidir’ olsun.

Tanrılar doğanın parçalarıdır; Tanrı doğanın kendisidir, yüce hayvan, hayvanın kendisi.

Eğer bu soru sorulursa ‘Eğer şarap üreten kişi Tanrısını asmann ağacıyla yapıyorsa, bu bilgenin kutsallığını hangi madde oluşturur?’ De ki ‘Bilge Tanrısını tüm doğadan yapar’.

‘Tanrı nedi?’ sorusu gelirse, de ki ‘Bilge için mantıktır, sıradan insan için şairin ve rahibin istediği şeydir’. Son olarak sıradan insanlar Tanrı’nın ne olduğunu sorarlarsa, şöyle cevap verelim ‘Tanrı, gördüğün, duyduğun, dokunduğun her şeydir. Gün içerisinde güneş; gece boyunca aydır. Tanrı soluduğun havadır, susuzluğunu gideren sudur, yediğin mevyedir. Kendine zarar verdiğinde, o da yara alır. Kendine saygı duyduğunda, ona da saygı gösterirsin. İçindeki onu sev, onun içindeki seni sev. Tanrı her şeydir.

Evrensel ruh, kendi üzerinde eylemde bulunan yüce Her Şey’in mekanizmasının çalışmasıdır. Özel ruhlar, Bütünün oluştuğu parçaların çalışmasıdır. Dünya kadar yaşlı olan ruhlar, o var olduğu sürece var olmayı sürdürecekler. Benzer şekilde, onların ne bir başlangıcı vardır, ne de bir sonu olacaktır.

‘Düşünce nedir?’ diye sorulduğunda, Mısır’ın en büyük alimi Thoth ile de ki ‘Beden pirinçten yapılmış bir kazandır, tahrik edildiğinde düşünce ve kızı olan konuşmanın sessini üretir’.

‘Yaşamın sonuna vardığımızda ne oluruz?’ sorusu gelirse, de ki ‘Bir akarsu komşu nehirle birleştiğinde ne olursa, bir nehir belki doğduğu okyanusa karıştığında ne olursa’.

Boşluk, boş bir kelimedir.
Ölüm uygunsuz bir ifadedir.
Ruh ve hayat eşanlamlıdır.

İnsanoğlu ve diğer varlıklar benzer parçalardan oluşur; ancak bu parçaların düzenlemesi her zaman aynı değildir. Bazıları sadece sonuçlarını gördüğümüz bazı ilişkilerden dolayı az çok daha şanslıdır. Zincir veya bütün bize gizlidir ve her şeyi içinde tutan bu zincir gerekliliktir, değişken kaderdir. Tanrı bile ona bağlıdır.’

*

Orijinal Fransızca

*

Pythagoras. Bas relief from the Chartres Cathedral.

***

Kaynak: Sylvain Marechal’ın ‘The Journey’s of Pythagoras’ kitabından bir alıntı (5.Cilt, Paris Deterville.1799. Sayfa 298 – 307)
Pisagor İlkelerinin Açıklaması

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.

TÜM HAKLAR SAKLIDIR VIA HYGEIA 2022