Bibliyoterapi
Üçlüdür Ateşin Yolları

Sanat eseri: İç içe geçmiş Üç Vav harfi, Hattat Osman Özçay
Çeviri: Emir Abdülkadir İnanç
‘Gönlünün ölümsüz derununun kapısı açılsın. Gönlündeki gözlerin tümü yüksek ve yüce olana yönelsin.’
Gönül dilinden bildiren1 der ki gönlün derunu bilgiye üç yoldan gider: hisseden aklı ve kalbiyle2, uzamsal3 düşünceleriyle ve zannettikleriyle. Onu bilgiye götüren bu üç marifet gönlün gözleridir. Gözler hakiki arzunun ve bilmenin timsalleridir ve üçlülerden meydana gelirler. Gönlün gözünü4 kendisinden çevirmesi icabeden dünya, aralarında varoluşta hareket edenlerin ve türlü türlü vücut bulanların da bulunduğu, her çeşit ve maddesel eşyanın mahalidir. Gönül dilinden bildirene göre gözünü dünyadan ayıran gönül her şeyin kendisinden peyda olduğu ahadiyet sahibi taneciği seyreder. O’nu temaşa ettikçe gönlün özünde yatan saf ilahi neşe gönlün gözünde görünür olur; böylelikle gönül esenlikle dolar ve mutmain olur. Buradan bellidir ki bizim rızamız sarmalanmıştır; hareket ve kendiliğinden onunla beraber gelen neşenin birbirine sarılmasından oluşur. Kendi hareketine mazhar olan her can rızkını almış ve beraberinde gelen tadı5 duymuştur.
O’nun6 için ettiğimiz dua iç içe geçmiş, birleşik düşüncelerden ya da kutsal diye benimsediğimiz dini ayin ve törenlerden zuhur etmez. Evvel ve ahir7 olan O, tabiatı itibariyle fani ve bozulacak bir rüyayı dua niyetine kabul etmez. Uçuşan bir toz bulutu gibi peşi sıra sarfedilen sözlerle ya da kendi öz ve usulümüzden gayrı süslü bir hırka gibi giydiğimiz işlemeler ve gösterişli törenlerle gerçek hikmet ve sözün Üstadına nüfuz etmeyi tahayyül edemeyiz. Zira O güzelliği, tüm gösteriş ve eklentilerden arındığımızda üryan olduğumuz gibi, en yalın surette bulur. Öyleyse şu duayı O’na adıyoruz:
Fani ve geçici olan tözden ileri görelim; hakiki gayretin yurduna varalım ve gönlümüzü O’na verelim ki neşesi ve kahkasıyla içimizi ısıtıp bizi soğuktan korusun. Ateş olalım ve ateş gibi ateşin içinden engel görmeden miraç yoluna varalım. Ruhumuza üfleyen O, aşkın8 ateşten yollarını bize açar; varlığımıza yelken virdimize rehber olur.
Lakin bu heyecan ve coşkunun alevinden korkan biz gayb denizinde kendi cüzümüzün düşkünlüğüyle sürüklenir gideriz.
***
Çevirmenin Notları
1: ‘Oracle’ yani Kahin kelimesi Antik Yunanistan’da tanrılara sözcülük eden bir kimseyi tasvir eder; ancak, hatırlanmalıdır ki tanrılarla ifade edilen kuvvet ve özellikler dışarıda olduğu kadar içimizdedir ve Kahin öncelikle kendi iç dünyasıyla temasta olan ve onu okumayı bilendir.
2: Tim Addey ‘Gönlün Yedi Miti’ (Seven Myths of the Soul) adlı eserinde “Intellect” kelimesini sadece zihnin değil; sezginin, gönlün, hatta ruhun bir ifadesi olarak kullanır. Ben de onu takiben bu şekilde çevirmeyi uygun gördüm.
3: ‘Discursive’ kelimesini Türkçe’de ‘uzamsal’ kelimesiyle karşıladım. ‘Discursive’ kelimesi peşi sıra argümanlardan inşa edilen bir tartışma veya söyleme izafeten kullanılır. Yazının ilerleyen kısmında ‘peşi sıra sarfedilen sözler’ ifadesiyle bir araya gelmeleriyle bir uzunluğu, ölçüyü ve bileşkeyi meydana getiren sözler için ‘uzamsal’ nitelemesini yerinde buluyorum.
4: Gönlün üç gözünden bahsederken burada gönlün gözü diye tekil bir ifade kullanmayı seçmiş olmam kafa karıştırabilir. Gönlün bu üç gözü vücut bulmuş bir insanda aynı anda işlektir. Hakikat yahut gerçeklikle olan ilişkimiz sandığımızın ötesinde çoklu bir bütün, hatta kimin anlatımıyla vahdet-i vücuttur ve her zaman O’nun huzurunda O’nun huzuruyladır.
5: İngilizce yazımıyla “dhawq”, sufizmde ilahi realiteleri sezgi yoluyla tatmak, tecrübe etmek anlamına gelir (bkz Oxford İslamic Dictionary / dhawq)
6: İngilizce metindeki ‘Father’ yani Baba kelimesini Türkçeye yazıldığı haliyle aktarmadım ve bu kelime yerine mümkün olan en az seviyede niteleme barındıran ‘O’ kelimesini seçtim.
7: Başlangıcı ve sonu olmayan demektir.
8: Esasında burada böyle bir kelime yer almıyor; ancak, metinin genelinde birliğe olan bu hasret ve sevda sanki bize sunuluyor. Sadece metni esas alarak bu cümle şu şekilde aktarılabilir: O ateşten yolları bize açar.
Türkçesini benim için gözden geçiren sevgili Asuman Demircioğlu ve Beliz Demircioğlu İnanç’a sevgi ve hürmetlerimi; doğru çeviriyi yapmam hususunda o dönemin usul ve tartışmaları üzerine yaptıkları araştırmalar doğrultusunda bana bilgi ve çerçeve sağlayan sevgili Nalan ve Nico’ya teşekkürlerimi sunarım. Hedefim akademik bir çeviri yapmaktansa okura bugünün kültürü ve şartları içinde yaşayabileceği bir tecrübe sunmaktır.
O’nun vesilesiyle çabalarımız hedefine ulaşır. Elhamdülillah, elhamdülillah..

Aklın ışığında yüreğin rehberliğinde çok derin bir çeviri olmuş.Yüreğine,ellerine,aklına sağlık Emir’ciğim.
Teşekkür ederim anneciğim. Gösterdiğiniz yol yordam ve sorduğunuz sorularla kendi fikir ve düşüncelerimi inceleme fırsatını buluyorum. Sevgiler