Çeviri: Nalan Özkan Lecerf
Felsefi okulların çoğu öz-hakimiyet alıştırmaları ve kendinde ustalaşmayı önermektedir (Yunanca ‘ascesis’ kelimesi tam olarak ‘egzersiz’ anlamına gelir):
Eflatunculuk okuluna göre egzersiz: Duyusal zevklerden vazgeçmek, belirli bir diyet uygulamak, Yeni Pisagorculuk etkileri nedeniyle bazen hayvan etinden feragat etmeye yol açmak. Bu egzersizin amacı, bedeni oruç ve canlandırmalarla zayıflatarak ruhun yaşamına daha iyi uyum sağlamak.
Bazı stoacıların da uyguladığı Kinik Felsefesi’ne göre egzersiz: Basit bir açlığa, soğuğa ve alaylara katlanmak. Medeniyetin tüm lüksünü, rahatlığını ve hilelerini bastırmak, böylece dayanıklılığı arttırmak ve bağımsızlığın fethini kolaylaştırmak.
Pyrrhonism Okulu’na göre egzersiz: Her şey önemsizdir, çünkü onların kötü mü iyi mi olduğunu anlayamayız.
Epikürcülük Felsefesi’ne göre egzersiz: Saf zevke erişmek için kişinin arzularını sınırlamak.
Stoacıların egzersizi: Yargıları yeniden değerlendirmek, önemsiz şeylere bağlanmaktan kaçınmanın gerekliliğini kabul etmek, başka bir role girildiğini varsaymak ki bu rolde benlik arzu ve düşkünlükleriyle özdeşleşmeyi ret edip kendi gücüyle mesafeli durma çabalarından cesaret alarak şehvetin nesnelerinden uzak durur. Kısmi ve parçalı bir perspektiften doğanın veya ruhun evrensel vizyonuna yükselir.
*
Bu ruhsal alıştırmalar neredeyse her zaman benliğin kendi içinde yoğunlaştığı dinamiğe karşılık gelir. Benlik, zannettiği şey olmadığını ve bağlandığı nesnelerle karıştırılamayacağını keşfeder.’
1994 yılında Pierre Hadot’un dönüm noktasını temsil edip oldukça etkili olan ‘Qu’est ce que la Philosophie Antique?’ çalışmasından bir alıntıdır. Gallimard, 2. – 9. Bölüm, sayfa 291 ve 292.
Picture Credits: A conversation between philosophers. Museo Archeologico Nazionale, Naples, Italy. Copyright Lessing Photo Archive.
Bir yanıt yazın