Bibliyoterapi
Her ama hiçbir yerde: Fakruddin Irakî’ye göre Hakikat ve Yanılgının Tezahürü
Urzeugung, painting by
Joseph Anton Schneiderfranken,
also known as Bô Yin Râ.
*
Hazırlayan ve çeviren Emir Abdülkadir İnanç
Fakruddin ‘Irakî’, Sufi öğretilerinin en önde gelen temsilcilerinden ve Fars şairlerinin en büyüklerinden biriydi. 1213 (618) yılında İran’ın batısındaki Hemedan şehrinde doğmuş, Celaleddin Rumi ve İbn Arabi’nin yazılarıyla şekillenen İslami maneviyatın yeniden canlandığı dönemde yaşamıştır. ‘Irakî’nin başyapıtı “İlahi Parıltılar” Farsça konuşulan İslam coğrafyasında popüler ve tesirli bir metin haline geldi. Eserin aşk dilinde “Birliğin gizemleri “ne dair güzel tasvirleri tasavvufunun klasik ifadeleridir.
Bu kitapta William Chittick ve Peter Wilson, “İlahi Parıltılar “ın ilk İngilizce baskısını, eserin hem metafizik zenginliğini hem de şiirsel inceliklerini aktaran bir duyarlılıkla sunuyorlar. Profesör Seyyid Hüseyin Nasr bu kitaba yazdığı önsözde Irakî için şöyle diyor: “Eğer Allah aşkını büyük güzellikteki mısralarla terennüm ettiyse, bunun nedeni ruhunun bizzat Allah’ın bir şarkısı, Sevgili’nin evinden çıkan müzikle uyumlu bir melodi ve onun bir tınısı haline gelmiş olmasıdır.“
**
‘…O’nu örten ve perdeleyen O’nun İsim ve Sıfatlarıdır. Kalbin Besini’nin (6) yazarının söylediği gibi Öz Sıfatlar tarafından, Sıfatlar Edimler (7) tarafından perdelenmiştir. Esasında O Kendini örter ve Kendisinin perdesidir; zira, O’nun tezahürünün yoğunluğu O’nu saklar ve Nurunun şiddeti O’nu örter ve karartır (*).
Sen İçkinsin (Batın)
Görecek gözlere
Gözükmezsin
Zira Kendi Hakikatiyle gizlenmiş olan
Nasıl görünebilir?
Görürüz, ama gördüğümüz şeyi bilmeyiz ve demek zorunda kalırız ki
Her yerde Kendi Vechinle maskelendin
Tüm tezahür ve tecellinle dünyadan gizlendin
Nereye baksam sadece Senin Vechini görürüm
Gerçek sandığım tüm putlarda Seni görürüm
Sen ki şîvebaz,
Cilve ve naz eder
Güzelliğinle her lahza bir başka elbiseye bürünürsün
İstemezsin tek bir an ola ki
Seni arzulayanlar, Seni tanımaya görsün
Nasıl olsun ki herhangi bir eşya Senin yüzünü örtsün? Örtüler sadece sınırlı olanı örter ve O’na sınır yoktur. Dünyada bildiğin tüm suret ve mana O’nun Şekli ve Şemailidir, ancak hiçbir suret ve şekil onu kuşatamaz. O’nun olmadığı yerde hiçbir şey yoktur ama olduğu yerde de hiçbirşey.
Sen dünyasın
ama nasıl görüleceksin?
Gönül ve Ruh’taki sen değil misin,
Nasıl gizleneceksin?
Nasıl görüneceksin,
Zira her daim örtülüsün
Yine de nasıl gizleneceksin
Vechin yer yönde baki iken?
Aynı anda
Hem gizil, hem görünür
Ne birisin, ne diğeri
Ancak ikisi birden
Aynı anda’.
*
William C. Chittick and Peter Lamborn Wilson notları
6. Kut al-Kulub, Abu Talib el-Mekki
7. Allah’ın edimleri yani ef’ali yarattıklarıdır. Bu yarattıkları potansiyel varlık olrak Sıfatlarda ikame ederler ve yaratılış yoluyla ete kemiğe bürünür tezahür ederler.
*
(*)Hygeia çevirmenin notları
Schelling ile ilgili şu yazıyı da tavsiye ederim, ‘Tüm yaşam çelişkinin ateşinden geçmelidir; çelişki yaşamın itici gücü ve en derin doğasıdır.’
Yüzüklerin Efendisi Yüzük Kardeşliği’ndeki Galadriel tasvirine bakınız, videodaki 4. Dakikada Frodo ona yüzüğü önerdiğinde nuru öylesine şiddetleniyor ki karanlık oluyor. Aleks Kalenderoğlu sağolsun, sayesinde bu sahnenin farkına varmıştım.
***
Bir yanıt yazın