Bibliyoterapi
Bruce J. MacLennan: Wisdom of Hypatia (Hypatia’nın Bilgeliği)- Gökyüzündeki Hiyerarşi Hakkında
Yüce tanrıların tapınağı, Semadirek Adası. – 08/2013,
*
“Wisdom of Hypatia” kitabını okurken felsefeye ilişkin birtakım bilgileri öğrenmenin yanı sıra çoktanrıcılıktan tektanrıcılığa geçiş aşamasında Gökyüzündeki Hiyerarşiye dair algıların nasıl değiştiğine (daha doğrusu ‘değiştirildiğine’) ilişkin bir anlayış kazanıyorsunuz. Kitaptan alıntısı yapılan aşağıdaki metni okuduğunuzda gülümseyecek ve aklınıza “birlik” ifadesi düşecektir, çünkü her şey aynı olup, sadece kullanılan kelime veya açıklama farklıdır. Kozmik Hareketi veya başka benzer gelenekleri bilenler, onların arşivlerinden bir metin okuyormuş gibi hissedecektir.
**
Çeviri: Nalan Özkan Lecerf
[…] “Yeni Eflatunculuğun tek tanrılı yorumu için Kozmik Zeka’da var olan tanrıların çokluğu büyük bir problem gibi gözükebilir. Ancak onlar basit bir şekilde sadece melekler olarak yeniden yorumlandı ve Dünya Zihni ‘Melek Zihni’ olarak tekrar adlandırıldı. Hristiyanlıkta bu yeniden yorumlanmanın öncülüğünü Proklos’a ait gerçeğin katmanlarını meleklerin kategorilerine çeviren Aziz Dionysos yaptı. Üçlü İlkeye göre meleklerin üç ‘korosu’ var olup, her bir koro yine Üçlü İlkeye göre üç kategoriye bölünür. Hareketsiz olmanın karşılığı olan Seraphim (ç.n. en büyük melek grubudur), Cherubim (ç.n. harmoni ve bilgelik melekleridir) ve Thrones (ç.n. istek ve adalet melekleridir). Harekete geçen melekler Dominations (ç.n. sezgi ve bilgelik melekleridir), Virtues (ç.n. erdemler, hareket ve seçim melekleridir) ve Powers (ç.n. uzay ve form melekleridir) melekleridir. Dinamik olanlar ise Principalities (ç.n. zaman ve karakter melekleridir), Baş melekler (ç.n. ateş melekleridir) ve Meleklerdir (ç.n. doğa melekleridir).
Tek tanrılı bakış açısıyla meleklerin en yüksek rütbesi Tanrının farklı yönlerini tezahür eder. Pagan tanrıları gibi yönettikleri farklı makamları veya aktivite alanları vardır. Tanrı gibi onlar da Doğanın kanunları gibi duygusuzdur (ç.n. burada yargı yoktur, duygular dünyevi hayata aittir). Alt sıralarda yer alan ve paganların daimonlarına eşdeğer olup, zaman ve mekâna dâhil olan melekler doğrudan bireylerle etkileşime geçen meleklerdir. Onlar duygusuz olmadığı için bir insan hayatının özelliklerini bilip, özel olaylara müdahale edebilirler. Bu varlıklar dualara cevap verebilir, Tanrıdan mesaj getirebilir, iradesini yerine getirebilir ve yasalarını uygulayabilir. Bu meleklerin bazıları bireylere adanmış olup, böylece tek tanrılı bakış açısıyla ortaya çıkan koruyucu melek fikri Paganların koruyucu daimonu ile eşdeğerdir.
Aziz ve kahramanlar birçok açıdan farklı olmalarına ve farklı kültürel bağlamlardan gelmelerine rağmen, Paganizmdeki kahraman anlayışı tek tanrıcılıktaki aziz ile eşdeğerdir. Her ikisi de sıradan insanlara göre daha tanrısal olup, kutsallığın özelliklerini kayda değer bir dereceye kadar hayatlarında tezahür etmiştir. Bunun yanı sıra hem Paganizm hem de Pagan olmayan geleneklerde olağanüstü, tanrısal başarılar (‘mucizeler’) bu insanlara atfedilmiştir.
Modern tek tanrılı dinlerin bir karakteristik özelliğe olup, onu kadim dünyanın popüler politeizmden ayıran şey ise Tanrının her şeye kadir ve iyi olduğu anlayışıdır. Çok tanrıcılıktaki tanrılar her şeye kadir olmayıp, en azından eski efsanelere göre iyi olarak düşünmediğimiz şeyler yapmıştır. Ancak eski zamanlarda bile filozoflar tanrıları hilekâr, zina yapan, açgözlü ve şiddet dolu tasvir edilen efsanelere karşı çıkmıştır. Onlara göre tanrılar iyi değilse ‘tanrılar’ olarak adlandırılmayı hak etmiyorlardı. […]”
***
Bir yanıt yazın