Skip to main content
Bibliyoterapi

Musonius Rufus*: “Felsefeyi Pratik Etmek”

Çeviri: Nalan Özkan Lecerf

‘Arkadaşlarına böyle dersler vererek onları felsefeyi pratik etme konusunda güçlü bir şekilde eğitiyordu: Erdem sadece teorik bir bilgi olmayıp aynı zamanda uygulamaya dönüktür, aynı tıp ve müzik gibi. Doktor ve müzisyen kendi becerilerinin ilkelerini öğrenmekle kalmayıp aynı zamanda ilkelere uyumlu bir şekilde eylemde olmak için eğitilmelidir. İyilik yönünde bir yaşam sürmek isteyen insan erdeme yakışır dersleri öğrenmekle kalmadığı, onları heves ve titizlikle takip etmek için kendini eğitmesi gerektiği gibi.

Zevklere karşı koymayı öğrenmeyen kimse sadece onlar tarafından fethedilmemesi gerektiğini bilerek kendisini anlık olarak kontrol altına alabilir mi? Ölçülü olmayı sevmesi gerektiğini öğrenen kimse bu erdemi hayatında pratik etmeden, aşırılığa kaçmadan onu yaşatabilir mi? Birçok insana korkunç gelen şeylerden korkulmaması gerektiğini fark ederek, onlara karşı korkusuz olmayı pratik etmeden cesareti bedenleştirebilir miyiz? Bazı şeylerin gerçekten iyi bazılarının ise kötü olduğunu fark edip iyi gözüken şeyleri küçümsemeyi öğrenmedikten sonra bilge olabilir miyiz?

Dolayısıyla her erdeme ilişkin öğrenilen derse bir de onun pratik edilmesi eşlik etmelidir, aksi takdirde onu öğrenmenin bir anlamı yoktur. Felsefe öğrendiğini iddia eden kişi tıp veya benzer bir becerinin peşinde olan kişiden onu daha özverili bir şekilde pratik etmelidir, neticede felsefe herhangi başka bir uğraştan daha önemli ve kavranması zordur. Felsefe hariç, herhangi başka bir beceriyi öğrenen kişi eğitilmek üzere olduğu konunun önce aksini öğrenmediğinden ruhu yozlaşmamıştır, ancak felsefe öğrenen kişi daha evvel yozlaşmanın göbeğinde bulunduğundan kötülükle doludur. Bundan dolayı öğrenmek üzere olduğu erdemi o kadar çok arzuluyordur ki onu daha da fazla pratik etmelidir.

O zaman ne şekilde eğitilmelidir? İnsanoğlu ne tek başına ruh ne de bedendir, her ikisinden de oluştur, dolayısıyla eğitim aşamasında her ikisine de odaklanmalıdır. Haklı olarak daha iyi olan parçasına, yani ruha, daha fazla odaklanmalıdır, ancak diğer parçası olan bedenine de ilgi göstermelidir, aksi takdirde o parça zarar görür. Bir filozofun bedeni çalışma için hazırlanmalıdır, çünkü erdem çoğu zaman yaşamın içinde yer alan etkinliklerin yerine getirilmesi için bedeni zorunlu bir araç olarak kullanır. Bir eğitim vardır ki sadece ruh için uygundur, başka bir eğitim ise hem ruha hem bedene hitap eder. Soğuğa, sıcağa, sussuzluğa, açlığa, kıtlığa, yatağın sertliğine alışıp, zevklerden sakınmayı ve acılara dayanmayı öğrendiğimizde hem ruhumuzu hem bedenimizi eğitmiş olacağız.

Bu ve buna benzer yöntemlerle beden güçlenir, ızdıraba alışır, her görevi yerine getirecek kadar güçlü ve zinde olur; zorluklara dayanmayı öğrendiğinden ruh cesareti bedenlemek için güçlenmiş, zevklerden kaçındığı için kendini kontrol edebilme yetisini kazanmıştır. Ruhun doğru eğitilmesi için atılması gereken ilk adım kötü gibi gözüken şeylerin kötü olmadığını gösteren kanıtları el altında bulundurmak ve gerçekten iyi olan şeyleri fark etmeye alışarak onları iyi olmayan şeylerden ayırt etmek. İkinci adım ise ne sadece kötü gözüken şeylerden kaçmak ne de sadece iyi gözüken şeyleri arzulamak için özen göstermektir. Bunun dışında da elbette gerçekten kötü olan şeylerden kaçmak, gerçekten iyi olan şeylere ulaşmak için çaba göstermek hedeflenenin arasındadır.

Özetle, her alıştırmanın karakteri hakkında yeterince bir şey dile getirdim, her birinin nasıl yapılması gerektiğine dair ayrıntılara yer vermeyeceğim, ayrıca hangi egzersizlerin ruh ve bedene hitap ettiğini, hangilerinin sadece ruha iyi geldiğini ayırt edip gözler önüne sermeyeceğim. Bunun yerine her biri için öngörülen egzersizleri sistematik olmayan bir şekilde ele alacağım. Şu bir gerçektir ki felsefi tartışmaya katılan bizler acının, ölümün, yoksulluğun ve kötülükten arınmış diğer şeylerin hiçbir şekilde kötü olmadığını, aksi takdirde zenginliğin, hayatın , zevkin veya erdemde payı olmayan diğer şeylerin iyi olmadığını duymuş ve/veya deneyimlemiştir. Bu fikirleri duymuş olmamıza rağmen çocukluğumuzdan beri içimizde yer alan yolsuzluktan ve bu yolsuzluğun yol açtığı kötü davranışlardan dolayı acıyı deneyimlediğimizde bunun kötü, zevki deneyimlediğimizde ise bunun iyi bir şey olduğunu düşünürüz.

Benzer şekilde ölümü son derece talihsiz bir olay olarak görüp titrer, hayatı en büyük armağan/iyilik olarak karşılarız. Para verdiğimizde yara almış gibi ızdırap çeker, para aldığımızda ise yardım görmüş gibi seviniriz. Pek çok durumda işlerimizi doğru varsayımlara dayanarak ele almak yerine düşüncesiz alışkanlıklara başvurmayı tercih ederiz. Bunu dile getirdiğime göre filozof olmayı niyet edip pratik eden kişi kendini aşmalıdır, zevki hoş karşılayıp acıdan kaçmamalı, yaşamayı sevip ölümden korkmamalı, para konusunda almayı vermeye üstün görmemelidir.’

*Gaius Musonius Rufus – M.S. 30-100 – Seneca, Epiktetos ve Marcus Aurelius’un yanı sıra dönemin büyük Stoacı filozoflardan bir tanesiydi.

Kaynak: Musonius Rufus, ‘Lectures & Sayings’, çeviri Cynthia King, önsöz William B. Irvine. Creative Space_2011. Fotoğrafa ilişkin açıklama: Bakırdan yapılmış Dinlenen Boksör helenistik Yunan bir heykeldir. Dinlenen çıplak bir boksör şeklindeki heykel hala ‘caestus’u çıkarmamıştır (ç.n. boksörler tarafından kullanılan, parmak uçlarını ve baş parmağı açıkta bırakan deri eldiven). Yapılışına dair 330 ila 50 M.Ö. aralığında farklı tarihler karşımıza çıkar. 1885 yılında Roma’da bulunmuş olup şimdi Roma’nın ulusal müzesinin koleksiyonunda sergilenmektedir.
Musonius Rufus*: “Felsefeyi Pratik Etmek”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

ReCAPTCHA doğrulama süresi sona erdi. Lütfen sayfayı yeniden yükleyin.

TÜM HAKLAR SAKLIDIR VIA HYGEIA 2022