Ayaklar diğer duyu organlarımız (göz, ağız, kulak, burun, cilt) gibi bir sensördür. Nasıl ki örneğin gözümüz bir sensör gibi ışığı algılıyorsa ayak tabanımız da yeri ve temas ettiği şeyi bir sensör gibi algılama yeteneğine sahiptir. Sürekli ayakkabı ve çorap giydiymizde ise onun bu yeteneğini kısıtlıyor, tüm potansiyelini kullanmıyoruz.

Ayakkabı tabanlarımız ne kadar kalınsa gözlerimizi o kadar kapatıyoruz demektir (aşağıdaki görsel). Bu durumda çoğumuzun hiçbir şey görmeden dolaştığını düşünebiliriz. Ayakkabı giyerek ayaklarımızın yer ile temasını kesiyor, ayak tabanlarından hissedebileceklerimizi engelliyoruz. Bu durum denge sorununa, beynimize farklı uyarılarının gitmemesine yol açabiliyor. Yalın ayak yürüdüğümüzde sadece bedenimizdeki elektriği boşaltmıyor, aynı zamanda ayaklarımızın hissetmesine (sıcak, nemli, kum, taş, toprak, vb. zemin) alan açıyoruz.

İster yetişkin ister çocuk olalım, ev içinde her zaman, dışarıda ise belki en azından yaz aylarında yalın ayak yürüyebiliriz. Böylelikle ayaklarımızın doğal yeteneğini desteklemiş, içinde yaşadığımız dünyayı algılama penceresini genişletmiş oluruz.

Konuya ilişkin bilimsel araştırmalara yer vermek isterdik, ancak incelediğimizde bazı araştırmaların ayakkabı üretimi veya satışı yapan şirketler tarafından sponsor olarak desteklendiğini gördük. Bu durumda yalın ayak yürümenin bize olan faydasını nasıl anlayabiliriz? Beden farkındalığı ile! Değişim, teoriyi uygulamaktan, sonucu görüp değerlendirmekten geçer. Bu sürecin detaylı anlatımı için “101 Hygeia – İman” başlıklı gönderimize tekrar göz atabilirsiniz.

Hygeia deneyimi:

Ev içerisinde yaz aylarında yalın ayak, kış aylarında ise çorapla (yerle teması kesiyor, ancak en azından terlik gibi kalın tabanlı değil) geziyoruz. Nalan @advaytayoga Yoga Uzmanlık Programı’na katıldığında bir yıla yakın süren eğitimde ayak yapısının olumlu yönde fiziksel değişime uğradığını deneyimledi.

Belgesel önerisi: “The Earthing Movie – The Remarkable Science of Grounding” (Youtube, 1 saat 15 dakika, İngilizce) – Belgesel, kronik iltihap ile doğan bir çocuğun yalın ayak yürüyerek çıkığı şifa yolculuğunu anlatıyor.