‘…Ayrıca, yüzleri ve duruşları eşit güzellikteki üç görkemli kız, birbirlerinin ellerini kavuşturup gül çelenkleriyle bakireye yaklaştılar. Biri Filolojiyi kaşlarının arasındaki pürüzsüz cildinden, alnından öptü, ikincisi yüzünü, üçüncüsü belini kucakladı; ilki ‘gözlerine neşe ve şeref solusun’ diye diledi, ikincisi dilini lütufla giydirdi ve üçüncüsü ona ruhun nezaketini verdi. Onlar ‘Güzeller’ diye anılırdı, dokundukları her şeye çekicilik bahşederlerdi. Bakireyi ışıkla doldurduktan sonra, ilham perilerinin arasına karışıp düğün dansının ritmik hareket ve adımlarına uyum sağladılar. Sonra hepsi birlikte, büyük tamburları gürletip zilleri çınlattı. İlham Perilerinin sesleri tamburların gürleyen sesiyle neredeyse bastırıldı. Bu refakat çemberine şarkıların gizemlerin ritüeliyle yüksek sesle söylendiği yıldızlarla süslenmiş bir tahtırevan getirildi. Bu, bir tanrıça-gelin göksel evlilik bağına girerken yerine getirilen bir gelenekti.
Kaynak: ‘Marriage of Philology and Mercury’, yazar Martianus Capella. Hall and Burge, 1977 İngilizce baskı, Columbia University Press. New York. İkinci Bölüm, ‘The Marriage’, s. 46.
More about Martianus Capella:
https://en.wikipedia.org/wiki/Martianus_Capella
Bir yanıt yazın