Fotograf: Akaretler – Beşiktaş / İstanbul, yil 2016.

*

Çeviri: Nalan Özkan Lecerf

‘Bir kalp varsa, zihni kurabilirsin, ancak bir zihnin varsa ve kalbin yoksa, o zaman onunla hiçbir şey yapamazsın. Bu, kesinlikle umutsuz bir vakadır. Bu yüzden kalbe bu kadar vurgu yapılır.

Fiziksel kalp, Anahata Çakra veya Süptil Bedenin kalpi olan Kadehin merkezinin fiziksel tezahürüdür.

*

Surya-Vidya— Kalbin Öğretisi bazen böyle adlandırılırdı. Bu tanımda kalbin ateşliliği, güneşe benzer niteliği, merkeziliği belirtilirdi. Kalbi bilmek isteyen kimse ona sadece organizmanın bir parçası olarak yaklaşamayacağı aşikardır. Öncelikle kalbin merkezkaç yönünün farkına varmak ve her şeyi ondan dışa doğru, onun içine doğru değil, incelenmelidir. Solar Pleksus, kalbin tapınağının giriş odasıdır.

*

Kundalini, kalbin laboratuvarıdır. Beyin ve tüm merkezler kalbin mülküdür, çünkü hiçbir şey kalpsiz var olamaz. Üstelik beyin belli bir dereceye kadar desteklenebilir. Kundalini bile elektriğin bir tezahürü ile oldukça beslenebilir, solar pleksus ise mavi ışıkla güçlendirilebilir. Kundalini belirli tekniklerin kullanılmasıyla açılabilir, ancak kalp gibi çalışmaz. Onunla yapabileceğin ancak kalple yapamayacağın hiçbir şey yoktur.

*

Kalp insanlığın tapınağı gibidir. Kimse insanlığın birliğini, beyin veya Kundalini aracılığıyla anlayamaz, ancak kalbin parlaklığı en görünürdeki çeşitli organizmaları, uzaktan mesafelerde bile, bir araya getirebilir. Bu deneyim, kalplerin mesafeler arasındaki birleşme, işçilerini bekliyor.

*

Kalp zihinden daha süptildir. Zihin arıtmanın kaba, kalp ise arıtmanın en yüce yönüdür. Her şey kalptendir: Güzellik, müzik, vizyonun, işitmen, her şey. Çoğu zaman insanlar kalbin en önemli şey olduğunu ve zihni unutman gerektiğini söyleyecektir. Hayır, hayır, zihin çok önemlidir, ancak ikincil şeydir. Elektrikten önce keşfedilmesi gereken manyetik alan gibidir, çünkü o zaman elektriğe mükemmel bir şekilde hizmet edecekti. Aynı kalbin zihnin mükemmel hizmetkarı olduğu gibi. Önce kalbe sonra zihne sahip olduğunda mükemmel dengeye sahipsindir. İçeriden başlayıp, kalbi keşfedersin ve sonra onu dışarıya çıkartırsın. Tagore dediği gibi: ‘Her bir insanın içinde yaşayan Karanlık Odanın kralıdır, ancak öyle yüce ve güçlü bir şey ki görünmezdir.’ Sevme kabiliyeti: Bu kişiliğin mıknatısıdır.

*

Tüm önemiyle kalp bir dönüştürücü ve kondansatördür. Çoğu zaman bu süreçler o kadar güçlü meydana gelir ki, insan gücü bile gerilime dayanıp katlanmaya tahammül edemez. Tini (ruhu) Tanrı’ya teslim etme duası eski uygarlıklardan gelir. Tinin (ruhun) bu teslimiyetini gerçekten anlamalıyız. Kalbin dayanılmaz bir acısını hissedersen, onu zihinsel olarak Efendi’ye transfer et. Böylece kalbini Tükenmez Kaynakla birleştirirsin. Böyle bir eyleme tüm gezegenin gerilimi çok büyükse özellikle ihtiyaç duyulur. Hem kozmik, hem de insani olan en çeşitli etkilere hazırlıklı olmalıyız.

*

Sevme kabiliyeti kalbin ilk açılmasıdır, bu kişisel bir aşk olsa bile. Kalpten bu sevgiyi işleyebilir ve onu kişisel olmayan bir ifadeye dönüştürebilirsin. Birini bencilsizce sevebilirsen, kalp çalışıyordur. Buna Kozmik Mıknatıs denir. Bu sevgi sonsuzluğa çıkar, Kozmik Mıknatıs’a dokunur ve senden tüm insanlığa yayılmak için döner.’

***

Kaynak: 

Helena ve Nicholas

Roerich’in öğretilerinden

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

TÜM HAKLAR SAKLIDIR VIA HYGEIA 2022