Çeviri: Nalan Özkan Lecerf
Robin Wall Kimmerer’in “Braiding Sweetgrass” kitabındaki “Canlı Olma Özelliğinin Dilbilgisini Öğrenmek” bölümü, yaratılışla ilgili farklı bakış açıları hakkında harika bir örnek içeriyor.
İngiliz dilinde ailemizin bir üyesine ya da aslında herhangi bir kişiye asla ‘o’ diye hitap etmeyiz (not: ‘o’ burada ‘şey’ anlamında). Bu derin bir saygısızlık olur. ‘O’, kişiyi kişilik ve yakın olmaktan yoksun bırakarak kişiyi basit bir şeye indirger. Bu sebeple Potawatomi ve diğer yerli dillerin çoğunda ailemiz için kullandığımız kelimelerin aynılarını yaşayan dünyaya hitap etmek için kullanırız. Çünkü onlar bizim ailemizdir.
Peki İngilizce’de ‘animacy’ (canlı olma özelliği) kelimesi kimleri kapsar? Doğal olarak bitkiler ve hayvanlar canlıdır. Ancak öğrendikçe Potawatomi dilinde ‘canlı olmanın’ ne anlama geldiğini keşfediyor, bu anlamın Biyoloji 101 dersinde öğrendiklerimizden bir hayli farklı olduğunu görüyorum. Potawatomi 101’de kayalar, dağlar, su, ateş ve yerler gibi canlıdır. Ruhla aşılanmış varlıklar, ilahi deva, şarkı, davul, hatta hikayelerimiz canlıdır. Cansızların listesi ise daha kısa olup insanlar tarafından yapılan nesnelerle doludur. […]
(Potawatomi dilinde) ‘yawe’ canlı olmak demektir. Ben varım, sen varsın, o var. Hayat ve ruha sahip olanlardan bahsetmek için yawe demeliyiz. […] Her cümlede dil bize tüm canlı dünyayla olan bağımızı, yakınlığımızı hatırlatır. […]
Dünyanın canlı olduğunu zaten hepimiz biliyoruz, ancak bu görüşü yansıtan dil tükenmek üzere. Sadece yerli insanlarda değil, hepimizde. Yeni yürümeye başlayan çocuklarımız bitki ve hayvanlardan sanki insanmış gibi söz eder, onlara kendilerini, niyetlerini ve şefkat duygularını sunarlar. Ta ki biz onları engelleyene kadar. Hızlıca onları yeniden eğitip bu yaklaşımı unuttururuz. Onlara bir ağacın ‘kim’ değil de ‘ne olduğunu’ söylemeleri gerektiklerini hatırlatarak o ağacı bir nesneye dönüştürürüz. Aramıza bir engel koyar, kendimizi ahlaki sorumluluktan kurtarır ve sömürünün kapısını açarız. ‘Şey” demek yaşayan bir araziyi “doğal kaynaklara” dönüştürür.”
Hygeia: Radyo programını (İngilizce) ve kitap için bestelenmiş müziği dinlemenizi öneririz. “Why Is The World So Beautiful?” (Dünya Neden Bu Kadar Güzel?).
Fotoğraf: @michaelkagerer / Kitap: “Braiding Sweetgrass”, Robin Wall Kimmerer
Bir cevap yazın